Giriş
Geçmişte sağlık etkileri nedeniyle Tanrı’nın içeceği ya da bilimsel ismi Theobromakakao’su olarak söylenen kakao ağacının isminin, Yunan kelimeleri theo (Tanrı) ve broma (içki) anlamına gelen kelimelerin birleşiminden oluştuğu düşünülüyor. Bu atıf bir İsveç doğa bilimci Carl VonLinné (1707-1778) tarafından ağaca verildi. Aslında bu ad Yeni ve Eski Dünya kültürlerinde çikolata’nın sosyal, dini ve ekonomik önemini de simgelemektedir.
Çikolatanın tarihi yaklaşık 4000 yıl önce Mezoamerika’da ilk kakao bitkilerinin keşfedilmesiyle başlar. Bölgeyi sömürgeleştiren İspanya sayesinde önce Avrupa’ya daha sonra dünyanın geri kalanına yayılır. Çikolata giderek daha fazla bulunabilir hale geldikçe, birçok deneme ve deney yoluyla sürekli gelişerek bugün hepimizin bildiği temel gıda maddesi haline geldi.
Kakao’nun Tarihteki İlk Kullanımı
Tarihleri M.Ö. 1200’e kadar uzanan Olmecler, kakaoyu ilk yetiştirip tüketen uygarlıktı. Ancak elde edilen bulgulara göre Olmecler kakaoyu yalnızca içerlerdi. Mayalar ise çikolataya Tanrıların içeceği derlerdi. Olmeclerden farklı olarak bazen kırmızı biber, bal veya suyla karıştırıp her öğünde yerlerdi.
Aztekler çikolatayı altından daha değerli görüyorlardı ve kakao çekirdeklerini para birimi olarak kullanıyorlardı. Daha da ilginci, Aztekler Molinillo adı verilen ahşap bir alet icat etmişlerdi. Molinillo, çikolatayı havalandırmak ve değişik bir lezzet geliştirmek için kullanılırdı. Bu icat günümüzdeki süt köpürtücüleriyle aynı işlevi görürdü.
Kakao’nun Avrupa’ya Yolculuğu
Amerika kıtasında tüketilen kakao, sömürgecilik amacıyla kıtayı talan eden İspanyollar tarafından Avrupa’ya getirildi. Kakao tüketiminde kullanılan mevcut yöntemler İspanya’nın ve Avrupa’nın damak tatları için çok acıydı, bu nedenle kakaoya tarçın, şeker kamışı ve vanilya eklediler. Bu değişiklik beğenildi ve çikolata popüler hale geldi. Çikolatanın bu kadar popüler hale gelmesinin bir sonucu olarak, sıcak çikolatayı zengin aristokratlara ikram etmenin bir yolu olarak, Avrupa şehirlerinde elit çikolata evleri açıldı.
Kakao Avrupa’ya hızla yayıldı. Ancak 3.000 yılı aşkın bir süre sadece içecek olarak tüketildi. 1828’de Hollandalı bir kimyager olan Coenraad van Houten ilk kakao presini yaparak kakaoyu toz haline getirdi. Daha sonra acılığı gidermek, tadı yumuşatmak ve harmanlama yeteneğini geliştirmek için kakao kütlesini alkalinle işleme sürecini başlattı.
İlk Çikolata (1876)
1876 yılına kadar çikolata icat edilmedi. Henri Nestlé, sütlü çikolatayı üreterek çikolata tarihi için yeni bir devrim sürecini başlattı. Bu yeni tekniklerle çikolata, çeşitli tatlar, lezzet profilleri ve dokular oluşturmak için hassas bir şekilde harmanlanabildi. Bu devrimin ardından çikolata çeşitleri arttı. ,
Çikolatanın İçeriği
Yağ
Çoğunlukla koyu çikolatada bulunan yağ, yaklaşık% 33 oleik asit (tekli doymamış),% 25 palmitik asit (doymuş) ve% 33 stearik asit (doymuş) içeren kakao yağıdır. Oleik asit lipit seviyeleri üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir. Doymuş yağlar, toplam kolesterolü ve düşük yoğunluklu lipoprotein düzeylerini olumsuz bir şekilde artırır.
Bununla birlikte, doymuş yağlardan biri olmasına bakılmaksızın, stearik asitinlipid seviyeleri üzerinde herhangi bir etkisi olmayabilir veya lipid düzeylerini artırabilir. Stearik asit ile ilgili bu farklılığın sebebi, hayvansal kaynaklı yağlardan farklı bir doğası olması düşüncesidir.
Antioksidanlar
Kakao, büyük flavonoidkonsantrasyonları, epikateşin, kateşin ve prosiyanidinleri içerir. Kakao, çay ve şaraba kıyasla maksimum düzeyde flavonoid içerir. Koyu çikolata, sütlü çikolatadan çok daha fazla flavonoid içerir. Dahası, flavonoidlerin biyolojik etkileri, koyu çikolatada daha büyüktür, çünkü sütlü çikolatanın içerisindeki süt, flavonoidlerin bağırsak emilimini yavaşlatabilmektedir.
Azotlu Bileşikler
Azotlu kakao bileşikleri hem proteinleri hem de metilksantinleri, teobromini ve kafeini içerir. Merkezi sinir sistemi uyarıcı, diüretik ve düz kas gevşeticidir.
Mineral İçeriği ve Diğer Özellikleri
Kakao; potasyum, fosfor, bakır, demir, çinko ve magnezyum gibi çikolatanın sağlığa yararlı mineralleri içerir. Çikolata ayrıca içindeki uyarıcı kafein ve teobrominin varlığına rağmen stres azaltıcı olarak işlev gören valerik asit içerir.
Çikolatanın Sağlığa Etkisi
Çikolatanın Sağlık Açısından Riskleri
Birkaç çalışmada çocuklarda çikolatanın alerjik reaksiyonları belgelenmiştir. Çikolata, özofagussfinkter kasını rahatlatan, dolayısıyla mide asidi içeriğinin özofagusa girmesine izin vermektedir. Bu da reflüsü olan kişilerin çikolata tüketme konusunda dikkatli olmaları anlamını taşır.
Çikolatanın ana maddesi olan kakao doğal polifenoller içerir. Bazı araştırmalara göre polifenoller kan basıncını düşürmeye yardımcı olur ve antioksidan özelliklere sahiptir. Bunun yanında çikolatanın şeker ve doymuş yağ oranı yüksektir. Yüksek enerjili (yüksek kalorili) bir besindir. Fazla tüketimi kardiyovasküler hastalık için risk faktörü olan obeziteye neden olabilir. Daha sağlıklı polifenol kaynakları arasında fasulye, baklagiller, meyve ve sebzeler bulunur.
Tansiyona yani kan basıncına etkisi bazı çalışmalarda azaltıcı etki gösterirdi. Diyabeti olan kişilerde çikolatanın insülin direncini azalttığı yönünde çalışmalar da vardır.
Çikolata ve Stres
Çikolata’da uyanıklığı teşvik eden birkaç biyoaktif bileşik vardır. İsviçre’de yapılan bir araştırma da çikolatanın stresi hafiflettiğini doğruladı. Koyu çikolata yemenin, yüksek anksiyeteprofilleri gösteren yetişkinlerde stres parametreleri, düşük stresli kişilerle karşılaştırılabilir hale geldi. Çikolata, sakinleştirici bir nörotransmitter olan serotonin üretimini teşvik ederek stres seviyelerini etkilemektedir.
Bitter Çikolata mı Sütlü Çikolata mı?
Bitter çikolatanın içerisinde sütlü çikolataya göre daha fazla kakao bulunur. Sütlü çikolatada %25-45 oranında kakao kullanılırken, bitter çikolata bu oran %45-90’a kadar çıkmaktadır. Aralarında pek fazla kalori farkı bulunmuyor. Ancak bitter çikolatanın kalorisi %10 daha az. Kakao yukarıda belirttiğim üzere sağlık üzerine birçok fayda sağladığından ve mutluluk hormonunuzu daha çok artıracağından bitter çikolatanın tercih edilmesi sizi de beni de sevindirecek.
Peki, Ne Kadar Tüketilmeli?
Tüm bunları söyledikten sonra en can alıcı noktası da 1 porsiyon çikolatanın yaklaşık 30 gr oluşu. Faydaları olmasına faydalı fakat günlük şeker tüketimi kadınlarda en fazla 20 gr, erkeklerde 30 gr olmalıdır. Buna bağlı olarak günlük çikolata tüketiminde aşırıya kaçmadan, ne yediğimizi bilerek dengeli şekilde tüketebiliriz.